Sanayiyi En Çok Enerji Maliyeti Zorluyor
29 Aralık 2022

Sanayiyi En Çok Enerji Maliyeti Zorluyor

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, ​​​​​​​Türkiye İhracat Seferberliği Eğitim Hizmeti İhracatı Zirvesi'ndeki konuşmasında, yaklaşık 50-55 milyar metreküp doğal gaz ithalatı olduğunu ve sanayiyi en çok zorlayan unsurun enerji maliyeti olduğunu belirtti.

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, enerjideki durumun dünyada da aynı olduğuna dikkati çekerek, önümüzdeki 5 yıl içinde girdi tedarik zincirindeki bu bağımlılığın daha da aşağı düşeceği bir dönemin yaşanacağına işaret etti.

Özellikle Adana Ceyhan bölgesinde çok büyük ve önemli yatırımlar yapıldığına dikkati çeken Muş, şunları kaydetti:

"Bunlar da faaliyete geçmeye başladığı andan itibaren ciddi bir rahatlama göreceğiz. Yaklaşık 50-55 milyar metreküp doğal gaz ithalatımız var. Ve bizim sanayimizi en çok zorlayan enerjinin maliyeti. (Karadeniz'deki 710 milyar metreküp doğal gaz rezervi) Bu, girmeye başladığı andan itibaren zaten bambaşka bir seviyeye çıkıyoruz.

Hem cari dengede çok ciddi şekilde bizi rahatlatacak, hem enerjinin maliyetine birçok ciddi rahatlatacak, hem enflasyon üzerindeki baskıyı olumlu etkileyecektir. Şimdi bu enerji geldiği an, bambaşka bir seviyeye çıkacak Türkiye. O enerji Türkiye'yi başka bir lige götürecek."

- "Yıl sonu ihracatımıza 250 plus diyeceğiz, plus'ın ne olduğunu pazartesi göreceğiz"

Önümüzdeki hafta yapılacak yıllık ihracat rakamları açıklaması öncesi, yıllık bazda ihracat rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Muş, "250 plus diyeceğiz, plus'ın ne olduğunu pazartesi göreceğiz. Bizim dünya ihracat ortalamasının üzerinde ihracat yapma kabiliyetimiz var. Özellikle son 2 yılda da dünyadan daha çok arttırmışız biz ihracatımızı, bu yeteneğimiz var. Dolayısıyla önümüzdeki 2023-2024-2025 yıllarıyla alakalı hedeflerimizi biz yine bu yıl ki rakamın üzerine koyarak gideceğiz. Bizim bütün hedefimiz geldiğimiz noktanın gerisine değil, üzerine koyarak gitmek, fakat bu belirsizliklerin biraz berraklaşması lazım, biraz herkesin önünü görebilmesi lazım. O oluşursa biz çok daha hızlı bu performansımızı sürdürürüz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin eğitim hizmeti ihracatına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Muş, Bakanlık bünyesinde bu alanda yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Muş, Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü'ne yaklaşık 400'ün üzerine uzman yardımcısı alacaklarını ve burada bulunan yapıları güçlendireceklerini dile getirerek, hizmet ihracatına özel bir önem atfettiklerini anlattı.

Türkiye'nin hizmet ihracatındaki payını her geçen gün artırdığına dikkati çeken Muş, "Mevzuatımızı buna göre güncelliyoruz, teşviklerimizi buna göre güncelliyoruz, iş dünyasının gündemin, buna göre şekillendiriyoruz. Dolayısıyla biz buradan alacağımız payı önümüzdeki dönemde çok daha fazla artıracağız. Zaten 2023'te hizmet ihracatını 100 milyar doların üzerine çıkaracağız. Artık biz ihracatı konuşuyorken sadece mal ihracatını değil mal ve hizmet ihracatını konuşuyor olacağız. Eğitim ihracatında da yeni yeni pay almaya başlıyoruz, buradaki sorunlara ve ihtiyaca göre düzenlemelerimizi güncelleyeceğiz. Sektörü geliştirme adına biz bakanlık olarak ne kadar destek verilmesi gerekiyorsa bunu vereceğiz." diye konuştu.

Bütün dünyanın şu an enflasyonist bir ortamda bulunduğuna dikkati çeken Muş, sadece Türkiye'de değil tüm dünyada durumun böyle olduğunu ve bunun çeşitli sebepleri olduğunu anlattı.

Küresel ölçekte yaşanan enflasyon sorunun sebepleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Muş, şunları kaydetti:

"Pandemiden dolayı üretime ara verildi, talep ertelendi. Şimdi üretim ertelenen talebi karşılayamıyor. O dönemde inanılmaz likidite veridi piyasaya, o verilen likiditeden dolayı enflasyon bütün dünyada çığrından çıktı. Dolayısıyla bir kere resmin büyüğü bu. Bu enflasyonist ortamlarda ya küçülmeyi göze alacaksınız ya da hem bir taraftan büyümeyi tutacaksınız, bir taraftan enflasyonu kontrol altında tutmaya çalışacaksınız. Küçülme bizim istediğimiz bir şey değildi zaten. Şimdi bir tarafın büyümeyi sağlamak istiyoruz, bir taraftan da bu enflasyonu tutmak, artış hızını kesmek istiyoruz, kontrol altına almak istiyoruz. Kolay bir iş değil, bunu yaparken tabii zorlanıyorsunuz. Bunu yapıyorken piyasa içerisinde bazen izah olmayacak durumlarla karşı karşıya gelebiliyoruz. Bizim aslında müdahale edeceğimiz alan burası. Şimdi enflasyonist ortamlarda fiyatların seviyesi sadece marketlerde değil, giyimde de artıyor, diğerlerinde de artıyor. Bunun bir kısmı ekonomik rasyonalite ile izah edilebiliyor.

İzah edilemeyen durumu, işte bir kartelleşme varsa, bir ortak hareket etme varsa o zaman bu bizi ilgilendiriyor, orada müdahale ediyoruz. Rekabet hukukuna aykırı davranmışsa Rekabet Kurulu devreye giriyor, orada gerekli adımları atıyor, taahhütlerini alıyor, o yapılan işlemi bir daha yaptırmıyor. Ticaret Bakanlığı'nın yaptığı şey de genel bizim mevzuatımızda, Perakende Kanunu'muzda, cari hukukumuzda aykırılıklar varsa buna müdahale etmek, dolayısıyla yaptığımız şey bu. Bunu yapıyorken de bir dengede yapmanız lazım bunları, bir taraftan çünkü erişilebilirliği, piyasada ürünün ulaşılabilirliğinin bozulmaması gerekiyor çünkü vatandaşın rahat bir şekilde istediği ürüne piyasada ulaşıyor olabilmesi lazım. Her şeye rağmen Türkiye'de erişilebilirlikte, ne pandemi döneminde, ne sonrasında ne de şimdi hiçbir problem yaşatılmadı vatandaşa."

Bakan Muş, tedarik, üretim, lojistik mekanizmasının, dağıtım sisteminin çalıştığını ve burada bir sorun yaşanmadığının altını çizerek, aykırılıklar, makul olmayan, piyasanın kendi dengesi içerisinde, kendi yapısı içerisinde izahı zor durumlar olursa iki tane enstrümanla bunlara müdahale ettiklerini dile getirdi.